24 Mart 2010 Çarşamba

Denizden baban çıksa, yenmez!


Miletcek "modernlik" kelimesini ağzımıza dolayalıberi, yepyeni tadlar denemeyi pek sever olduk. Bir gecede modern olabilen insanların, bir gecede daha sükseli durmak adına damak tadlarının değişmesine şaşmamalı. Köri soslu, buharda pişirilmiş, üç takla attırılıp kürdan batırılmış, başına gelmedik iş kalmamış iki lokma balığı yerken, beğenmeyip öğürmek istediğimde, memleketin en kara cahili ben oluyorum. Niçin? "Biz bilmezük, onlar bilür." Hayır, yeni tadışların gereksizliğinden söz etmiyorum. Hatta davet ediyorum. Fakat amuda kaldırılmış, yerken göz göze gelebileceğimiz börtü böcek yerine, biber salçalı yeşil fasulyeyi tercih edişimin ucu, gerici, gelenekçi, bazen faşist, bazen kro, bazı zaman da muhafazakarlığa dek dokunuyor. Düşünün artık! İnsanın, "Ulan şu çiğ balık, şu börtü böcek kelebek, bizi uygar yapacaktı da, niye bunca yıl zahmet çekip ateş yaktık pişirdik?" diyesi geliyor. Hayır, keşke öğüre öğüre yediklerinizle bitse! Daha bunun abuk sporları, sabuk filmleri, saçma konuşmaları, sapan kıyafetleri... İşin zor dostum, bilmediğin otu yemeden modern olamazsın. Gereksiz ve anlamsız olmasının önemi yok yaptıklarının. Değişik ve daha evvel hiç yapmamış olman kafi.

Yalnız bir risk var; starası uğruna sıkıla sıkıla yaptığın o bir sürü manasız işin ardından debelenmek.

Nasıl mı yani?

Büyükler demiş ki; "Ala keçi gibi bilmediği otu yeyip debelenmeyesice!"

Neymiş?

Her taze ot yenmez.

Denizden baban çıksa, yenmez.

Hıı, her kuşun eti de. :)


ZEHRA AYDOĞDU

1 yorum:

rakik dedi ki...

"modernlik" bahsindeki ıstırabımı dillendirme hususunda mübalağa ettiğimi düşünenler olabilir. mevzunun ucu hem muhafazakarlığa, hem akp'ye dayanıyorsa, iddia ediyorum, etmiyorum. tad muhafazakarlığımdan m.ali birand'a ne! :) lütfi abi diyor ya, türkiye muhafazakarlaşmıyor, muhafaza edilemez hale geliyor.
suşiden haz etmediği için memleketin kara cahili olan zehra aydoğdu:)