20 Haziran 2010 Pazar

Gazze'nin Kuşu

Gövdemi kurşunlar sererse yere/ Kırgın bakışların değdi bilirim

Ve ölüm konuğum olduğu zaman/ Duyduğun vicdanın ayak sesidir*

Gazze’ye Yakışmadı Ölüm

Gazze’ye bombalar yağarken, Ayşe kendinden çok kuşunu düşünüyordu. Babası cihada koştu; annesi sıkıca kapadı kapılarını. Ayşe kuşunun başını kucağına yatırıp dua etmeye koyuldu, zira hepsini savunanın Allah olduğunu iyi biliyordu. Bombalar sustu ama dünya barışa kavuşmadı. Kuşuna baktı Ayşe: “ Haydi güzel tüylü mavi kuşum, bir kez daha öt de barış gelsin Gazze’ye.” Olmadı, vahşetin ağırlığı, kuşu dilsiz, Ayşe’yi yetim bıraktı.

Gemiler Kalkar Bu Limandan Tekbirle

Nihayet yola çıkmışlardı. Birkaç gün içinde Ayşe kuşuna, dünya insanlığına kavuşacaktı. Bir gemi, bir insanlığı nasıl taşırdı, dünya bunu anlayacaktı. Ayşe’nin kuşunun ötmediğini biliyorlardı, götürecekleri kuş billur sesiyle barış şakısın diye çıkmışlardı yola. Ayşe yalnız olmadığını anlasın, hesabı vermek kolay olsun diye… Aşkla, neşeyle, ihlâsla, Ayşe’nin kuşuyla çıktılar yola. Gazze barışa, Ayşe kuşuna kavuşsun istediler…

Bir Namaz Vakti Ölümüm

“Geminin içinde yankılanan ezanlar Gazze’nin kurtuluşu olsun Rabbim” diye öttü Ayşe’nin kuşu. İnsanlık ayakta iken, gemi Rabbin huzuruna durdu. Vahşet durmadı, insanlığın kanını emenler, Rabbi huzurundakilere acımadı. “Ey vahşet, biz sana acıyoruz, sen bize acımasan da Allah bizimle” diye öttü kuş, sonra sustu. Kurşunlar çıktı güverteye. Azgın bir topluluğun eliyle geldi şehadet. Bir korkak sürüsü, bir insanlığı yenemezdi. “Ölmeyin, Ayşe üzülür sonra” diye öttü kuş. Dinlemediler, acele ettiler, cennete erkenden göçüverdiler. Vahşet, gözüne inmiş perdelerle dünyayı karartmaya çalışıyordu, ama asla başaramıyordu. Zira cehennemin sıcaklığı, onları eriteceği güne hazırlanıyordu. “Uçun cennete” diye öttü kuş, “orası muhakkak buradan daha güzel, bekleyin Ayşe de gelecek.” Kalanların üzerine olsun sabır, biz de geleceğiz bekleyin…

Gazze’ye bulaşan kan, gemiyi kızıla boyadı. Son bir kez daha öttü kuş. “Ayşe bizi bekl…”Ama olmadı, masmavi tüyleri kızıl kana boyandı. Bir kanadı kırıldı, sonra diğeri… Suyun maviliğinde arındı da ardından cennete sığındı. Vahşetin hiç kuşu olmadı.

Gazze Limanına Kan Damlar

Ayşe üç gündür limanda kuşuyla bekliyordu. Bir gemi, bir kuş, dünyayı insanlığa kavuşturacaktı ama olmadı. Vahşet insanlığı reddediyordu; Gazze direniyor, bekliyordu. Ayşe annesine baktı: “ Hala neden gelmediler anne? ; Yoksa onlar da babamın gittiği yere mi gittiler?” Sustu annesi, sustu dünya ama insanlık hala ayakta. Kan oturdu yüreklere. Ey Gazze! Ayşe’ye sahip çık ve bekle…

İstanbul Üstüme Düşer

Uykularımı böldü bir kâbus, kalkın gemi düştü!… Bir nağme çalındı kulaklarıma: “Bülbülüm altın gemide, öter aheste aheste/Ötme bülbül Gazzem hasta aman/Ah neyleyim şu gönlüme, hasret kaldım ben Gazze’ye/Ben sana aldanamam Gazze ben sana dayanamam…

Dünyayı insanlığa kavuşturacaklar ile vahşet arasına mavi tüylü kuşun kanadına bulaşan kan girdi…

Üzülmüyoruz, Gevşemiyoruz Rabbim!

Eğer gerçekten inanmışsak üstün olan bizleriz!

Biliyoruz!

Sıradaki Şarkı İstanbul’dan Gazze’ye Gitsin:

Michael Heart Söylüyor: “we will not go down

*M. Akif İnan-Ölüm Şiirinden.


Sümeyra AKTAŞ