20 Haziran 2011 Pazartesi

tülbent




"Allah insanın kalbini devamlı olarak kontrol eder. İyi isterse iyiyi; kötü isterse kötüyü verir. "
Gavs-ı Sani


Kalbimi yoklayan Allah'a yemin olsun ki,

Yazacaklarımı kalbimin kuyusunda pişirmeden getirmedim önünüze. Kıymetsiz sözler varsa dillerde, kalemlerde ; bunun suçlusu benim. Kendi kelamımı, kendi meramımı anlatabilseydim , başkalarının kelamlarını eleştirmeyi düşünmezdim.


İşe yaramak , çalışmak , çabalamak...
Bunlardır hayatın anlamı, yoksa sen başka şeyler mi sandındı? Gezmek, eğlenmek, kuaförden randevu alıp saatini beklemek; geçen ömrü de saat gibi önemsiz görmek. Dakikalarını kalbinde hissetmeden tüketmek. Ve asıl önemlisi, dünya nedir, öğrenemeden göçmek.
Acı...

Şimdi neden yazmadığımı soruyorsun bana;
Öyleyse söyleyeyim, hayatımı beş şıklı bir sınava endeksleyen bağırtılar yükseliyor etrafımda,
Öyleyse söyleyeyim, fırsatını bulsa seni kandırmak için insancıklar bekliyor pusuda,
Öyleyse söyleyeyim, süksenin alasını yapanlar dindarım diyor dünyada,
Öyleyse söyleyeyim, kul olamayanlar herşeyi oldum sanıyorlar ya...


İşte o yüzden.


beyaz sobun kokan tülbentleriyle bir grup teyze söylüyor:

Ala basmadan donu var ama yavrum yeleleylaylom,
Suya gider yolu var ninanaynaynaynom,
Al oğlan sevdiğini ama yavrum yeleleylaylom,
Şu dünyada ölüm var ninanaynaynaynom..

sümeyra aktaş.

21/06/2011
darülaceze

Hiç yorum yok: